Konu Dışı

Ajans İnsanları – Her Pazartesi Rejime Giren Kız

Reklam ajanslarındaki çalışanların hemen hemen her gün maruz kaldığı bazı durumlar vardır. Kimi bu durumları içselleştirip ortama uyum sağlar kimi ise uzun yıllar geçmesine rağmen anlamlandıramayıp sessizce isyan eder. “Reklam Ajanslarındaki Karakterler” yazı dizisinde klişelere ek olarak çeşitli ajans insanlarını da tanıma fırsatımız olacak. Genel olarak “Bu kim ya böyle karakter var mı?” dan çok “Heh işte bu şu değil mi?” kısmının ağır basacağını düşünüyorum.

Sonda belirtmem gereken şeyi başta belirteyim: Yazı eğlence amaçlı yazılmıştır, lütfen alınganlık etmeyiniz. Unutmayalım ki Reklam ajanslarını reklam ajansı yapan bu değişik karakterlerdir ve hepsi değerlerimizdir.

Her hafta rejime giren kız

Pazar günüydü… Saat 12’ye geliyordu… Genç kız her ne kadar haftası yoğun geçmemiş olsa da kendini yorgun hissediyordu. Çünkü giydiği gri eşofman ona default olarak bu özelliği getiriyordu: Sebepsiz yorgunluk ve halsizlik… Telefona baktığında dün akşam erken sızmış olmanın verdiği pişmanlıkla kız grubunda gözünden kaçan yazıları gördü. Grupta bir diyetten bahsediliyordu. Sadece Ananas, Kivi ve Kinoalı Salatayla yapılan bu diyet ile bir haftada 4 kilo vermek mümkündü. Kızlar bu diyeti hemen deneyeceklerini yazmışlardı oysa genç kızın ihtiyacı yoktu. O, bütün günü kıçını devirip uyuyarak geçirecekti. İşte ne olduysa o zaman oldu. Ayna ile göz göze geldiğinde gözleri yavaştan aşağı doğru kaydı ve vahim manzara ile karşılaştı. Götü göbeği salmıştı. Allah yürü ya kulum demişti ve o da gerek öğle yemekleri gerek akşam 9’dan sonra pizza, hamburger ve türevlerini adeta boğulurcasına yutmuştu. Farkında değildi, tabi ki arkadaşları da kilo aldığını söyleyememişti çünkü arkadaşlık bunu gerektirirdi.

Genç kız dehşete düşmüştü. Yaz geliyordu ve bikinisinin içine sığamayacaktı. Dünyada bundan daha büyük bir sorun  olamazdı. Hemen sosyal medya sayfalarını açıp “Yarın rejime başlıyorum” postu attı. Bu gönderi hafta içi yaşanacak hüsranın fragmanıydı. Birden Meriç’in vakit kaybetmeden attığı cevabı gördü “Ne diyeti şirin şey, böyle de çok tatlısın.” Meriç, kızımızla aynı ajansta çalışan ve vücut geliştirmeyle kafayı bozmuş amansız bir abazaydı. Kızımızın postunu ekmek kapısı olarak görüp ona cevap yazarak şansını denedi. Kızımız ise bu cevaba gülücüklü ağlama emojisi koyarak delikanlının hayallerini suya düşürdü. Zaten yeni bir ilişki için kendine güveni de yoktu. Diğer kızlar da rejim kararını “Ay iyi yaptın ben de yarın seninle başlayayım” diyerek desteklediler. Bu aksiyona “Filmin sonunu bile bile yan rollerde oynamayı kabul etmek” diyoruz. Biliyoruz ki rejim haftasında kademeli olarak sağlıklı beslenme isteği azalacak ve bu rejim büyük boy hamburger ya da pizza ile sona erecektir.

Başlıyoruz

Pazartesi günü geldi çattı… Yataktan kalkması bile insanlık için büyük adım olan tıknaz kızımız işyerine gittiğinde rejim için destek mesajlarını kabul etti. Yemeğe kadar gelen mailleri okudu. Evet sadece okudu. Sabahtan beri aklından birtakım yemekler geçiren kızımız öğle yemeği vakti geldiğinde ilk sınavını verecekti. Arkadaşlarının “Yeni bir Çin Restoranı açılmış gidelim” önerilerini reddedip küçük bir muharebe kazanan kızımız asıl savaşı kaybedeceğinden habersizdi. Öğle vakti bir yandan dilimlenmiş Ananasını kemirirken bir yandan da bir türlü yoğunlaşamadığı maillerini gözden geçirdi. Zaten herhangi bir firmada nasıl çalışıyor anlamak güçtü. Bütün gün kız grubu ile Whatsapp’tan yazışıp ajans dedikodusundan başka birşey yapmayan karakterimiz eve yorgun argın dönüyor, odasına girer girmez kendini yatağa atıyordu. İlk gün onun için bir çile halini almıştı.

Canım ben yapamıyorum

İkinci gün aklına bir fikir geldi. Kendi kendine diyeti değiştirip et ve protein ağırlıklı başka bir diyete dönmeye karar verdi. Tabi bu karar felaketin başlangıcıydı.İnstagram Story’ler de Salata resimleri paylaşan kızımız perde arkasında ne kadar zararlı yiyecek varsa hepsini götürüyordu.Rejimi bozma sürecinde işlerin yoğunlaştığını ve yetiştirmesi gerken sunumu bahane eden kızımız hırçın bir hale bürünmüştü. Çarşamba günü, rejimi bozduğu için (Tabii başkaları bilmiyor) herşeyin yolunda gittiğini ve spor salonuna yazılacağını bütün ajansa duyurdu. Bütün gün iş ile ilgilenmeyip internette spor salonu arama kisvesi altında alışveriş sitelerinde dolaştı. Akşam ise ailesinin evde olmamasını fırsat bilip iki tane büyük boy menü götürüp yanına tatlı gömdü. Tatlıdan sonra meyve yiyip hala var olmaya çabalaması takdire şayandı. Perşembe günü artık saklayacağı hiçbirşey kalmamıştı. Diyetin kendine göre olmadığını belirtip öğlen yemeğinde dönerciye gitme fikrini ortaya attı. Şirkette Yoga yapıp form tutan kızları aşağılık bir mahlukmuş gibi süzüyordu. Squat yapmak ona hayatının en zor aktivitesi gibi geliyordu. Son bir gayret olarak Cuma akşamının planı şimdiden yapılmıştı. Arkadaşlarla kahve içip sonrasında hafif bir tatlı ile geçiştirmek. (Hafif dediği Profiterol+1 Dilim Cheesecake + dayanamayıp arkadaşının Trileçesine çatal atmak) Cumartesi ise ailesiyle mangal keyfi yaptı. Pirzola, kanat, köfte allah ne verdiyse mideye indirip Pazar sabahı kısır döngü halini alacak pişmanlığa bir adım daha yaklaştı.

Şunu unutma tatlı kız, biz seni kilolarınla da seviyoruz, yeter ki kendin ol!

İşte bir ajans karakterini böylece incelemiş olduk. Siz de incelememi istediğiniz ajans karakterleri varsa belirtebilirsiniz.

Join The Discussion