Sosyal Sorumluluk

Veg Power: Dünyayı Sebze Yiyerek Kurtarmak Sizin Elinizde

Birleşik Krallık’ta her sene sebze tüketiminin yetersizliği dolayısıyla 20.000 prematüre ölüm gerçekleştiğini biliyor muydunuz? Yine Birleşik Krallık’ta her 3 çocuktan 1’i ilkokulu aşırı kilo veya obezite yüzünden bırakıyor. İlkokula giden çocukların %80’i ise gelişimleri için gerekli minimum sebze-meyve tüketiminden çok uzaklar. İlettiğim araştırma rakamları yazının teması hakkında sizlere ufak bir ipucu vermiştir sanırım. Ufak bir ipucu diyorum çünkü yazımda sağlıklı beslenme ile ilgili tavsiyeler vermeyeceğim ancak onun yerine bu konuda oldukça başarılı olmuş bir kampanyaya yer vereceğim: Onları yenmek için yiyin! (Eat them to defeat them)

Kampanyanın adını ilk duyduğumda kabul edeyim ki epeyce şaşırmıştım. Karşınızdaki şeyi yenmek istiyorsunuz, demek ki bu zararlı, kötü bir şey ve siz onu yenmek için yemek zorundasınız. Kötülükle savaşırken pek de tercih edilmeyen bir yöntem değil mi? Başlarda cevabım evetti ancak kampanyanın amacı ve asıl temayı öğrendiğinde durumun böyle olmadığını gördüm. Kampanya detaylarına geçmeden önce bu projenin başlangıcına kısa bir göz atalım…

Reklamcılık sektöründe duayen kabul edilen John Hegarty ve yemek programalarıyla ünlü şef Hugh Fearnley-Whittingstall’in başrolü oynadıkları bu projede amaç televizyonda yer alan meyve-sebze temalı reklamların oranını arttırmak. Hikayemiz bu ikilinin başını çektiği ve 2018’in Haziran ayında kitlesel fon ile toplanan 100.000 pound ile hayata geçen Veg Power’ın kuruluşuyla başlıyor.

Veg Power

Öncelikle yukarıda bahsettiğim obezite artışının toplum üzerindeki olumsuz etkisini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Başta Amerika ve İngiltere olmak üzere dünyadaki pek çok ülke bu sorunla başa çıkmak için birçok kampanyaya imza atıyorlar. Ancak bu adımlar atılırken toplumun uzak durması gereken fast-food ve diğer abur cubur temalı reklamlar da artış gösteriyor. Bu da sağlıksız beslenmeye bir nevi teşvik edici bir durum.Öte yandan daha sağlıklı nesiller yetiştirmek adına spor ve sağlıklı beslenmeye yönelik atılan pek çok adım da var elbette. Ancak Veg Power’ın araştırmasına göre TV üzerindeki yiyecek-içecek reklamlarının sadece %1,2’si sebze temalı. Çok düşük değil mi? Yani kitleleri etkilemek için yeterince somut adımlar maalesef atılmıyor. Bu yüzden Veg Power, markalardan gönüllü olarak toplanan paralarla sesini daha da çok duyurabilme adına bir reklam filmine imza attı. Aldi, Asda, Co-op gibi pek çok market zinciri de bu konuda kendilerine destek verdiğini belirtelim. İngiltere’nin en çok izlenen TV yayıncılarından ITV’yle yapılan ortak çalışmalar sonucu “Eat Them to Defeat Them” kampanyası görücüye çıktı.

Onları Yenmek için Yiyin! (Eat Them to Defeat Them!)

Çocukların sebzeler ve meyvelerle aralarının çok iyi olmadığını biliyoruz. Varsa da bunlar çok küçük bir yer kaplayan azınlık kesim. Bir çocuğa yemek tercihi sorulunca hamburger, pizza, cola, patates kızartması gibi yiyeceklerin enginar, brokoli, ıspanağa kıyasla ezici bir üstünlükle tercih edildiğini biliyoruz. Sağlıklı yaşam için sebze-meyve tüketiminin rolü yadsınamaz elbette ancak yeri geliyor biz büyükler bile fast-food tarzı yiyecekleri sağlıklı tarafa tercih ediyoruz. Hal böyleyken hem yetişkin hem de küçüklerin biraz daha bilinçlenmesi gerekiyor. Elimizde olan en büyük kitle iletişim aracı internet ve hedef kitlemizin en çok ilgi gösteridği çizgi filmlerin yayınlandığı mecra ise televizyon. Veg Power’da bunu farketmiş olacak ki bilim-kurgu filmi tarzında hem ebeveyn hem de çocukların ilgisini çekecek bir projeye imza atmış.

Her Çocuk bir Kahramandır

Dünyayı Kurtarmak için Reklam filminde sebzeler, bilindik kimliklerinin aksine çok da dost canlısı değiller. Toprağın altından çıkıp dünyayı ele geçirmeye çalışan güçler olarak resmediliyorlar. Yani markette ya da mutfakta göründükleri kadar masum olmadıklarını belirtelim. Hatta işi daha da ileri götürerek dünyayı ele geçirmeye çalışıyorlar. İnsanoğlu için tehdit oluşturuyorlar kısacası. Buraya kadar okuduysanız sağlıklı beslenmeyi teşvik yerine onlarda soğutacak bir kampanya olmuş gibi düşünebilirsiniz. Ancak işin aslı öyle değil elbette. Bu hikayedeki kahraman; çocuklar ve aileleri onlardan dünyayı kurtarmalarını bekliyor. Dünyayı fethedecek bu tehditlere karşı çocukların yapmaları gereken şey çok basit sebzeleri yemek.  İçinde yaşadıkları dünyayı, sevdiklerini kısacası bir kahraman için olmazsa olmaz olan dünyayı kurtarmak artık onların elinde. Siz ne dersiniz? Mesajın yerine ulaşması bakımından oldukça zekice hazırlanmış bir proje değil mi?

Hepimiz çocukken kahraman oldup birilerini kurtardıığımızı düşlemedik mi? Televizyonda izlediğimiz kahramanlar uçarak, koca kayaları kaldırarak ya da hiçkimsenin ulaşamayacağı hızlarda hareket ederek hikayelerini yazardı. Bizim de böyle özelliklerimiz olmadığı için hayal ederdik. Ancak bu filme bakınca kahraman olmanın hiç de zor olmadığını görüyoruz. Sadece sebze yiyerek dünyayı kurtarabiliriz. Oldukça basit. Bu kısa filmi tamamen sonuç odaklı olarak düşünmek elbetteki yanlış ancak hatırı sayılır miktarda farkındalığa yol açtığı bir gerçek. Bu filmle beraber pek çok market zincirinin de harekete geçtiği ve toplumu sağlıklı beslenme konusunda teşvik edici çalışmalara başladığı söyleniyor. Küresel ısınmayı bir yana bırakıp dünyayı tehdit eden diğer önemli tehdidin obezite olduğunu düşünürsek kampanyanın daha geniş kitlelere ulaşacağını ve bu sorun konusunda daha da fazla kişiyi bilinçlendireceğini düşünüyorum.

Bir sonraki yazıya dek hoşçakalın!

 

Join The Discussion