Hepimizin yediği yemeği, eğlendiği yerleri, ailesini, işyerini, evcil hayvanlarını ve diğer özel anlarını paylaştığı bir Instagram hesabı var değil mi? Belki saydıklarımın hepsini konu alan tematik paylaşımlar yapmamış olabilirsiniz ancak bir seferlik bile olsa buna benzer fotoğraf/video paylaştınız kabul edin. Yani şunu demek istiyorum Instagram üzerindeki trendlere az çok hakimsiniz değil mi? Cevabınız evet ise yazının sonraki bölümleri ilginizi çekebilir. Hayır diyorsanız yine bu yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum. Çünkü günümüzdeki en büyük kitle iletişim aracı olan sosyal medyanın gücünü bir kez daha göreceğiz. Daha doğrusu Instagram paylaşımlarının turizmi nasıl etkiliyor, onu göreceğiz.
Gelelim yazımızın konusuna… Sosyal medya kanallarından en büyükleri olan Facebook, Twitter, Snapchat’ın yanı sıra onlarca platform olduğunu biliyoruz. Ancak bir tanesi var ki dünyadaki internet kullanıcılarının %20’sinin hesap açtığı, aylık 500 milyon aktif kullanıcısı olan, fotoğraf yükleme denince akla ilk gelen uygulamaların sultanı günlük belki de en fazla vakit geçirdiğimiz Instagram. Yaklaşık 8 senedir hayatımızda ve her geçen gün yakaladığı ivmeyle daha da popüler hale geliyor.
Standart kullanıcıların yanında pek çok kişi için de gelir kapısı olan Instagram üzerinde son zamanlar popüler olan bir trend var: Seyahat paylaşımları. Kendi adıma turizm ve seyahat ile ilgili hergün onlarca gönderi görüyorum. Gerek yüksek takipçili influencerlar gerek takip ettiğimiz diğer insanlar sürekli bir seyahat halindeymiş gibi geliyor bana. Size de öyle gelmiyor mu? Fenomen dediğimiz kitlelere hitap eden ve onların yaşamlarını şekillendirmede etkili olan kanaat önderlerinin gittikleri güzel ülkelere bakınca sizin de canınız gitmek istemiyor mu? Sadece gezginler mi? Bir bakıyorsunuz senelerdir görmediğiniz ilkokul arkadaşınız yurtdışına taşınmış. Ya da kuzeniniz sizden habersiz birkaç günlüğüne yurtdışına çıkmış. İnsanlar hangi ara bu kadar gezmeye başladı diye soruyorum kendime. Ya da öyleydiler de sosyal medya ile mi daha görünür oldular? Bu sorunun cevabını bulmak kolay değil ama gezilen yerlerin paylaşımlarının hergün karşımıza çıktığını biliyoruz. Peki bu kadar gezi fotoğrafı nereden çıkıyor:
#Travel
Seyahat-Gezi paylaşımlarını aramak için en çok tercih edilen yöntemlerden olan hashtag arama ile ilgi alanınıza ait güncel postları görebiliyorsunuz.Başlıktaki hashtage en son baktığımda etiketlendiği 384 milyon paylaşım vardı k bu gerçekten popüler olduğunu gösteriyor. Sadece kendi hesabınızda her gün bu ve buna benzer seyahat kelimelerinin etiketlendiği onlarca gönderiye rastladığınıza eminim. Gezilen görülen yerlerin paylaşılması, Instagram evrenindeki diğer kişilerin paylaşımlarınızı görmesi ve yaşanan tecrübeyi aktarmak için kullanılan etiketlerin dolaylı da olsa Turizme etkisi çok büyük. Bir yere mi gitmeyi düşünüyorsunuz? Arama çubuğuna orasının ismini yazın ve karşınıza o yer ile alakalı gelecek yüzlerce fotoğrafa göz atın. Kararsızlar için oldukça etkili değil mi? Aynı yere ait farklı kullanıcılarda gördüğünüz fotoğraflar o yerin coğrafyası hakkında daha detaylı bilgi verecektir. Gitmeyi düşündüğünüz yer ile alakalı Google üzerinden yazıları da okuyabilirsiniz ancak görsel hafızanız karar vermeniz üzerinde daha etkili olacaktır. Bunun için de en doğru adreslerden biri de Instagram elbette. Bunu ben demiyorum uzmanlar diyor 🙂
Influencerlar
Murad Osman, Chris Burkard, Jack Morris, Lauren Bullen, Alex Strohl… Bu isimler size tanıdık geliyor mu? Her biri milyonun üstünde takipçiye sahip gezgin hesapları. Daha yüzlercesi var. Yazdıklarım ise sadece gezmek değil gezdikleri yerleri oldukça profesyonel biçimde aktaran influencerlar. Söz konusu görsel hafızaysa onu mümkün olduğunca ilgi çekici hale getirmelisiniz elbette. Bu hesaplar da bu işi ziyadesiyle başarıyor. İşlerini iyi yaptıkları için de sayısı milyonları bulan takipçilerinin güvenini kazanmış durumdalar. Gezdikleri yerleri tavsiye edip kitleleri kolayca etkileyebiliyorlar. Hal böyleyken turistik bir mekana ziyaretçi kazandırmak için bir diğer önemli olan etken olan influencer etkisini göz ardı edemiyorsunuz. Bunun farkına varan Endonezya Turizm Bakanlığı blogger ve vloggerları destekleyerek diğer ülkelere de örnek oluyor. Bakanlık influencerlar ile iletişime geçerek onları ülkelerine davet ediyor. Seyahat ve konaklama masraflarının tamamını karşılayan bakanlığın ise istediği tek bir şey var: Bol bol Instagram paylaşımı yapılması. Düşük bütçe ile geniş hedef kitlelere ulaşmanın oldukça basit bir yolu değil mi? Bununla alakalı oldukça ilgimi çeken bir yazı okudum, linkini de buraya bırakıyorum.
Amcaoğlu, Halakızı, Lise Arkadaşı, İşyerindeki Kız
Geldik en eğlenceli kısıma… İşin daha amatör ama belki de en etkili tarafı bu taraf. Yakınlarımız ya da bir yerden tanıdığımız insanların gittği yerleri paylaşmaları bizi daha da çok etkilemiyor mu? Araştırmalar sonucu Instagram üzerinde sıklıkla vakit geçiren kişilerin gördükleri paylaşımlardan daha fazla etkilendiğini ortaya koymuş. Bu da haber akış sayfamızda görüdğümüz paylaşımların aldığımız kararları etkileme konusunda oldukça stratejik bir noktada olduğunu gösteriyor. Kimilerine göre influencerlar erişilemez, zengin, durumları iyi insanlar ondan dolayı çok gezmeleri normal. Ama etrafımızda bize benzer insanların sürekli seyahat etmesi bizleri de etkilemiyor mu? Çevremde kulak kabarttığım sohbetlerde çok sayıda “O da gitmiş görüyor musun? Ben de gitmeliyim” tarzı konuşmalar duyuyorum. Bunu olumsuz anlamda yazmadım elbette. Ancak bi yerlere gitme konusunda kararsız kalmışsanız size esin kaynağı olma açısından pozitif bir gelişme olduğu açık.
Turizme Etkisi
Yukarıda bahsettiğimiz etkenlere göz attığımızda Instagram’ın Turizm üzerinde etkisini kabul etmemiz gerekiyor. Yalnız bu etki pozitif mi negatif mi orada karar sizlerin elbette. Sosyal medya üzerinden sıkça paylaşılan bir bölgenin turist sayısındaki artış o ülkede döviz artışı sağlayabilir. Ülkenin yurtdışındaki bilinirliğini arttırabilir ve kültürel mozaikliğine katkıda bulunabilir. Ancak aynanın öbür yüzüne baktığımızda sosyal medyanın turizm üzerinde negatif etkisini savunanlar hiç de az değil. Çok turist çeken bölgeler genel olarak pahalı oluyor. Bu durumdan oranın yerel halkı da olumsuz etkileniyor. Ayrıca turist bakımından zengin olan bölgelerdeki gayrimenkul satışları da artış gösteriyor ve yerel halkın kültürünün bir bakımda gerilemesine sebep olabiliyor. Sosyolojik olarak baktığımızda ise çoğu kişi selfie çubuklarıyla fotoğraf çektirmek, manzaradan güzel pozlar almak için turistik bölgeleri seçiyor. Uzman tarihçilere göre bu narsist yaklaşım kişinin kendini ön plana koymasıyla tarihin geri plana kaymasına sebep oluyor. Tabi ne kadar fazla insan o kadar çok çevre tahribi de diyebiliriz. Turistik yerler kalabalıklaştıkça doğal ve tarihi zenginliklerin tahribatı da o derece artıyor.
Son söze gelirsek Instagram’ın turizme etkisini düşündüğümde biraz arada kaldığımı söyleyebilirim. Artıları ve eksilerine baktığımızda uzun vadede eksiler daha ağır basarken kısa vaadede artı yönlerin ön plana çıktığını görüyoruz.Tarihi eserlerin tahrip edilmesi konusunda oldukça hassasım ancak ülkenin veya bölgenin geniş çevrelerce bilinmesi de bir o kadar önemli. Yani bilinç ve niyet burada ön plana çıkıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bir sonraki yazıya kadar kendinize iyi bakın!
Yaklaşık 10 yıldır bir görgüsüzluk , gösteriş budalalıgi aldi basini gidiyor. 10 yıl öncesinde de vardi da acaba teknoloji ile gozumuze gozumuze mi sokuluyor .
Kim ne yaparsa Yapsın lanet olsun hepsine , Insanlar teknolojiyi berbat bir sekilde kullanıyorlar , paylaşım yapayım derken an’ı kaçıriyorlar haberleri yok…
Sevgili Mert, yazılarını merakla bekliyor , kalemine saglik diyorum …